İsveç'te yeni kurulacak nükleer enerji santrali sayesinde milyarlarca kron tasarruf yapılacakmış.

Yani bu şu demek. İsveç'te küçük bir işletmecinin ayda 5 bin kron ödediği elektrik faturası 2 bin krona düşecek.

Ya da, ortalama bir evin 800 kron aylık elektrik faturası 300 krona düşecek.

Ben İsveç'e geldiğimde ülkedeki bütün kiralık evlerde elektrik ücretsizdi. Yani kiranın içindeydi. Ne kadar elektrik yakarsan yak fark etmiyordu. İş yerlerinde ve ağır saniyede kullanılan elektrik çok ucuzdu. Bu sayede müthiş üretim yapan İsveç sanayisi, ülkenin refah seviyesini de hatırı sayılır bir noktaya çekti.

Bu kadar ucuz elektrik kullanılmasının arkasında nükleer enerji santralleri vardı.

İsveç bu santralleri 1975 yıllarında kurmaya başladığı. 12 nükleer enerji santrali sahibi İsveç'te sözkonusu santraller eskimeye başlayınca bir çoğu kapatıldı.

Burada ülkede yeşil enerjiye ve kendini yenileyen enerjiye de büyük yatırım yapıldı.

Nükleer enerji santralleri kapanmaya başlayınca da, elektriğe ardı ardına zam yapıldı ve evlerde elektrik faturası kiranın dışına çıkılırdı.

Geçen sene yazın olağanüstü bir şekilde çok sıcak geçmesi nedeniyle, rüzgar enerjisinde istediğini üretimi alamayan İsveç, kışın elektriğe yüzde 60 zam yaptı. Bu zam küçük işletmecinin yanı sıra özellikle ağır sanayi işletmesini derinden etkiledi.

Ve ülkede sesler yükselmeye başladı. Yetkililer bu durumun ileriye dönük ülke ekonomisi derinden etkileyeceği yönünde görüş bildiriyor. Çözüm olarak; ülkeye yeni nükleer santrallerin kurulması gerektiği yönünde baskılar yapıyor.

Zaten İsveç devleti de yeni nükleer enerji santrali üzerine çalışmalara başladı.

Benim burada dikkat çekmek istediğim konu şu.

Sadece İsveç değil, Almanya ve Fransa başta olmak üzere bir çok Batı ülkesi, bugünkü refah seviyesini 1970'lerde kurdukları nükleer enerji santralleri sayesinde yakaladı. Kendileri ucuz enerji ile ağır sanayilerini geliştirirken, Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinin nükleer enerji santrali açmasına karşı çıktı.

Nükleer enerji santrali dünyamızı tehdit eden çok tehlikeli yapılar.

Bende bunlara karşıyım ve dünyanın yenilebilir temiz enerjiye geçmesini savunuyorum.

Fakat, Batı'nın iki yüzlü tavrına da kabul etmiyorum. Ya hiç bir ülke kullanmasın, ya da kullananlar başka ülkelerin işine karışmasın. Senin vatandaşın ucuz enerji kullanıp refah içinde yaşarken, diğer ülke vatandaşları yoksulluk içinde kıvransın mı?

Oyunu kuralına göre oynayalım. İlla pozisyonu 'VAR' hakemi ne mi götürelim.