Güzel, insanların genelinin kendi çabaları ile kilo veremediklerinde veya verdikleri kiloları aldıktan sonra polikliniklere geldiklerini belirtti.

Son dönemlerde polikliniklere gelenlerin ‘ekmek yemiyorum ama yine de kilo veremiyorum’ cümlesini çok kullandığına dikkat çeken Güzel, “Biz diyet programı yazarken, günlük yüzde 50-55 oranında karbonhidratlardan, yüzde 10-15 kadar proteinlerden, yüzde 25-30 kadar da yağlardan enerjimizi sağlayacak şekilde diyet hazırlıyoruz. Tabi bizim en büyük karbonhidrat kaynağımız ekmek oluyor. Ekmeği bir süreliğine hayatınızdan çıkarabilirsiniz eğer kilo vermeye çok fazla odaklanırsanız fakat sonrasında yemediklerinizin hepsini tekrar yemeye başlayacaksınız.

Ekmek yemeyince ne yapıyoruz pilava saldırıyoruz, makarnaya yükleniyoruz. Ekmeğin içinde yağ yok ama pilavın içinde bir de ekstradan yağ var. 1 gram karbonhidrat 4 kalori demek, 1 gram yağ ise 9 kalori demek yani biz ekmek yemeyerek zayıflayalım diye düşünüyoruz ama aslında bunları tüketerek daha fazla kalori almış oluyoruz” dedi.

“Biz ekmek, lahmacun, içli köfte yedirerek zayıflatıyoruz”

Kendilerinin kilo vermek için polikliniklerine gelen hastaları ekmek yedirerek zayıflattıklarını belirten Güzel, şunları söyledi:

“Ekmeksiz diyetlerde kilo verebiliyorsunuz proteine yüklenince. Çünkü proteinler metabolizmayı hızlandırıyor ama bir süre sonra yemediklerinizin hepsini yemek istiyorsunuz. Ben diyet yazarken özellikle bölgemizin beslenme alışkanlıklarına uygun diyetler yazmaya çalışıyorum. Çünkü lahmacun bizim hayatımızın bir gerçeği, içli köfte, kısır, dolma aynı şekilde. İnsanlarda lahmacunu, içli köfteyi diyetlerde yazdığımız için diyet bittikten sonra sudan çıkmış balığa dönmüyorlar. Önemli olan bunlarla birlikte kilo vermek, ekmeği hayatımızdan çıkarmadan kilo verebilmek. Yeterli ve dengeli beslenmeyi öneriyoruz. Tabi ki ekmek yiyeceksiniz ama önemli olan ne kadar yemeniz gerekli. Bunun için bir diyetisyenle çalışmanız gerekecek kalori ihtiyacınızın hesaplanması için. Beyaz ekmekten uzak durmaya çalışacağız, bu kan şekerinin birden yükselmesine ve birden düşmesine bağlı olarak açlık hissinin oluşmasına sebep olabiliyor.

Öncelikle beyaz ekmeği hayatımızdan çıkarmaya çalışacağız. Onun yerine daha zengin tam tahıllı ekmekler tüketmeye çalışacağız. İkinci olarak dengeli ve yeterli beslenme, ekmek yedik onun yerine ne çıkaracağız, ne yapmamız gerekiyor onları öğrenmeliyiz. Üçüncü olarak fiziksel aktivite şart, diyet tek başına yetersiz, spor da aynı şekilde. İkisinin bir birini desteklemesi gerekiyor. Diyetisyen deyince aklınıza açlık gelmesin, ekmek yiyerek de zayıflayabilirsiniz.”

Editör: İsveç Gündemi