Tam 40 yıl önce bir çocuk tiyatrosu grubuyla Södra Teatern’in büyük sahnesinde bir pantomim oyununda başrolü oynayan Fikret Çeşmeli bu kez aynı sahneyi kızı Selma Çeşmeli ile beraber paylaştı. Konser ve film gösterimi için salonu dolduran izleyiciler hem güldü, hem de ağladı. İzleyiciler salondan filmin bıraktığı güçlü etkiyle ayrıldı.

15 Ocak Pazar akşamı Södra Teatern’in beyaz perdesinde Emrah Sönmez’in ”Jag kan vara ett Lejon” (Bir Aslan Olabilirim) belgesel filmi gösterildi. Öncesinde, Fikret Çeşmeli, Bora Serbülent, Anders Hammarlund ve Selma Çeşmeli bir konser verdiler.

Proğramın moderatörlüğünü üstlenen Botkyrka Mångkulturellt Centrum’dan İngrid Ramberg, açılışı, 1976 yılının İsveç ve Türkiye koşullarının bir panoramasını çizerek yaptı ve konuyu göç olayına getirdi. İngrid Ramberg, Emrah Sönmez’in göç konusundaki çalışmalarına değinerek Abdullah Yücel’in şiirlerinin derlenmesinin önemini vurguladı. İkili, Türkçe ve İsveççe dilinde Abdullah Yücel’in 1965 yılındaki yolculuğunu anlatan şiirinin ilk iki dörtlüğünü okudu.
screenshot-(9)-006.png
Abdullah Yücel kitabı vesilesiyle tanışan İngrid Ramberg ve Emrah Sönmez günün anlamı ve önemini anlatıyorlar
Sonrasında konu, 40 yıl önce Fittja bölgesinde öğretmenlik yapan Kenan Gündoğdu ve Mazlum Kiper’in başlatmış oldukları çocuk tiyatrosunda yetişen ve gecenin başkarakteri Fikret Çeşmeli’ye geldi. Emrah Sönmez, Abdullah Yücel kitabından dolayı üçüyle de tanışıklığı olduğu ve kitabından dolayı da bu buluşmanın giderek bir film yapımına doğru yol aldığını anlattı.
Emrah Sönmez, tiyatro grubunun 40 yıl önce ilk kez Södra Teatern’in büyük sahnesine çıkmasının sadece Fikret Çeşmeli’nin kendi entegrasyonuna değil, 40 yıl sonra da kendisinin entegrasyonuna katkı sağladığını ve film çekimleri sayesinde ilk defa Södra Teatern’e geldiğini vurguladı.
Sahneye davet edilen Fikret Çeşmeli, konuşmasında, Södra Teatern’i ünlülerle doldurmanın çok kolay, kendisi gibi sadece kültür emekçisi olanların organizasyonlarında aynı sahneyi doldurmanın aksine zor olduğunu vurguladı. Katılımın çok olmasından mutluluk duyduğunu dile getirdi.
screenshot-(7)-003.png
Fikret Çeşmeli ve 40 yıldır yoldaşı olan bağlaması
Fikret Çeşmeli, hem İsveççe hem de Türkçe dilinde Yunus Emre’nin ”Ben yürürüm yane yane” türküsünü kendine has özgün bir üslupla yorumladı. İlk türküden sonra, İsveç’te son zamanlardaki başarılı çıkışıyla bilinen Bora Serbülent’le ilk defa beraber bir sahneyi paylaştılar. Fikret Çeşmeli daha sonra sahneye müzik hayatının gelişiminde önemli bir rolü olan İsveçli neyzen ve müzik araştırmacısı Anders Hammarlund’u sahneye davet etti. Bu üçlü çok az bir provayla ilk defa beraber sahne almalarına karşın 40 yıllık bir uyumu olan müzik gruplarını aratmadılar ve yeni bir müzik grubu oluşumu havası verdiler.
Anders Hammarlund
screenshot-(8)-005.png
Fikret Çeşmeli ve Bora Serbülent doğu ve batının sentezini simgelediler
Bu üçlüden sonra, ilk defa, üstelik Södra Teatern gibi 150 yıllık tarihi bir mekanda sahneye çıkan İsveç’in prestijli okullarında eğitim almış ve dans eğitimi hala süren Fikret Çeşmeli’nin kızı Selma Çeşmeli İngilizce performansıyla konser bölümünün doruk noktası oldu. İlk anlardaki heyecanını atlattıktan sonra muhteşem sesiyle tabiri caizse seyircileri büyüledi ve tıklım tıklım dolan salonun takdirini almayı başardı.
screenshot-(6)-005.png
İngrid Ramberg ve Selma Çeşmeli arasında kısa bir söyleşi
Fikret Çeşmeli, tam 40 yıl önce çocukken ilk kez çıktığı Södra Teatern’in büyük sahnesinde bu kez kızı Selma ile beraber aynı sahneyi paylaştı. Konser ve film gösterimi için nezih bir ortamda salonu dolduran izleyiciler hem güldü, hem de ağladı.
screenshot-(5)-002.png
Seyirciler salondan filmin bıraktığı güçlü etkiyle ayrıldı. ”40 yılda bir defa” sözüyle yola çıkıldı. Tarih, Södra Teatern’de yeniden yazıldı.



Editör: İsveç Gündemi