Farron, ülkenin güneyindeki Brighton kentinde düzenlenen Liberal Demokrat Parti‘nin yıllık kongresinin kapanışında konuştu. Commonspace'de yer alan habere göre, hükümetin mülteci krizine ilişkin takındığı bencil tavrı eleştiren Farron şu ifadeleri kullandı:

"Geçen sene Midilli adasına giden çaresiz mültecilere bir grup gönüllü ile birlikte adaya çıkmalarına yardım ettikten sonra su dağıtıyordum. Biraz ötemde benim İngiliz politikacı olduğumu bilen bir yardım görevlisi vardı. Bana baktı ve şöyle bağırdı: "Burada su dağıtmayı bırakın da biraz mülteci alın. Çünkü İngiltere, acımasız ve üzerine düşeni yapmayan bir ülke gibi görünüyor. Artık medyada bu çaresiz aileleri her gün görmüyoruz. Onların da bizler gibi oldukları ve yardımımıza ihtiyaç duydukları gerçekliğiyle yüzleştirilmiyoruz"

"Bir çocuğun hayatı bizim için hiç bir şey ifade etmiyor"

Medyanın suskun tavrının hükümetin işine geldiğine değinen Farron şöyle konuştu:
"Haberlerin mültecilerden bahsetmiyor olması, hükümetin de işine geliyor. Haberlerde Brexit, İşçi Partisi'ndeki başkanlık yarışı var ve bunların hiçbirisi Yunanistan'daki bir kampta, soğukta ve aç bir şekilde sıkışmış 9 yaşındaki çocuğun hayatı hakkında zerre kadar fark oluşturmuyor. Ya da bu sabah Moria'da yanan kamptan kaçan aile hiç birimiz için bir şey ifade etmiyor. Hükümet bu krizi unutmamızı istiyor. Bu sorunu çözmek çok zor, öncülük etmek ise çok riskli diyor. Fakat biz unutmadık, unutmayacağız"

"Onlar bizim çocuklarımız da olabilirdi"

Yüzü kuma gömülü Suriyeli çocuğun fotoğrafları gazetelerin her bir sayfasını kaplayana kadar, işlerine gelene kadar hiçbir şey yapmadılar. İnsanlar şaşkındı, kalpleri buruktu, muhafazakarların en azından bir şeyler yapmasını talep etti. Mülteci çocuklar, bizim çocuklarımız da olabilirdi. Hükümet, onları yüzüstü bırakmaya nasıl cüret edebilir. Ülkemle gurur duyuyorum ancak hükümet beni utandırınca nefret ediyorum.
Editör: İsveç Gündemi